Kürt Sorununa Güney Afrika Deneyiminden Bakmak

Kürt Sorununa Güney Afrika Deneyiminden Bakmak

Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) tarafından yapılan ‘Toplumsal Barışın İnşasında Sivil Toplum Örgütlerinin Rolü’ toplantısında, Güney Afrika deneyimi masaya yatırıldı.

Toplumun değişik kesimlerin temsilcilerin katıldığı toplantıya Güney Afrika’daki çatışmaları sona erdiren görüşmelere müzakerecilik eden Roelf Meyer ve Mohammed Bhabha konuşmacı olarak katıldı.

Ulusal Parti Hükümeti Baş Müzakerecisi olarak Meyer, Güney Afrika ihtilafının çözümüyle yakından ilgilendi.

Afrika Ulusal Kongresi (ANC) Baş Müzakerecisi, mevkidaşı Cyril Ramaphosa ile birlikte, Roelf “apartheid” olarak adlandırılan ayrımcılık döneminin sonunu müzakere etti ve 1994’te Güney Afrika’daki ilk demokratik seçimlerin önünü açmaya yardımcı oldu.

Cumhurbaşkanı Nelson Mandela kabinesinde anayasa bakanlığı yapan Meyer, Kuzey İrlanda, Sri Lanka, Ruanda, Burundi, Irak, Kosova, Bask Bölgesi, Guyana, Bolivya, Kenya, Madagaskar ve Güney Sudan'daki partilere danışmanlık yaptı.

Mohammed Bhabha ise eski bir milletvekili, nitelikli avukat ve deneyimli müzakereci. Demokratik Güney Afrika Konvansiyonu'ndaki (CODESA) Afrika Ulusal Kongresi (ANC) ekibinin bir parçası ve daha sonra son Güney Afrika Anayasası ile ilgili anlaşmaların bir parçası olarak görev yaptı.

1994 senesinde ilk demokratik parlamentoda senatör olarak atandı ve Anayasa İşleri Seçme Komitesine başkanlık etti. 2001 senesinde Mpumalanga'da bir İl Yerel İdare Bakanı (MEC) olarak atandı.

2004 senesinde kamu görevinden ayrıldığından beri çeşitli bakanlıklara danışmanlık yaptı ve halen Kooperatif Hükümeti ve Geleneksel İşler Bakanı. Bhabha, Kenya, Güney Sudan, Madagaskar, Sri Lanka, Yemen, Filistin, Bahreyn ve Zimbabwe'de geçici ve anayasal destek projeleri üzerinde çalıştı.

Meyer ve Bhabha, müzakere süreçlerinde yaşananları katılımcılarla paylaştı. Toplantının ardından VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan konuşmacılar, Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü için önerilerde bulundu.

Mohammed Bhabha, Türkiye’deki sorunun Güney Afrika ile benzerliklerinin olduğuna dikkat çekti. Çözümün diyalogda olduğuna dikkat çeken Bhabha, “Benzerlikler şudur; etnik kimlik üzerinden bir çatışma oldu ve bu etnik kimlik Güney Afrika’da oldu.

Farklılıklar burada avantaj olabilir, en azından aynı dine inanan iki toplum var. En azından yüzyıllardır aynı kültürde yaşıyorlar. Aynı zamanda bir şekilde birbirlerinin kimliğini kabul ediyorlar.

Bize göre Türkiye’de Güney Afrika’dan daha rahat olur. Korkularınız görün, Kürtlere, Türkiye kimliği içinde kimliklerini ifade etme şansı verin. Kimliğinizi tek ülke bağlamında koruyun. İki tarafı da aynı masada buluşturmak gerekir. Tarafları farklılıklar üzerinden değil, ortaklılar üzerinde tartışmalı ve sonrasında bu bağlamda anayasal bir çözüme varmalı.

Roelf Meyer de Kürt sorununun çözümünün masa olduğunu belirtti. Meyer, “Bütün ülkelerdeki sorunlarda koşullar benzersizdir. Bu nedenle Güney Afrika ve Türkiye’yi karşılaştırmak doğru değil.

Kürt sorunu ve Güney Afrika’daki sorunu karşılaştırmak imkansız. Sadece Güney Afrika değil Dünyanın diğer yerlerindeki çatışmalara baktığınızda, insanlar bütün temelleriyle masaya oturursa, çatışmanın tarafları oturursa, çözüm olur.

Bizim ihraç edeceğimiz şey diyalog olur. Bizim tavsiyemiz, masaya gelin, oturun ve konuşun. Bütün tarafların katılımı için şartları oluşturun. Tüm katılımcıların dahil olacağı şartları oluşturun.

Bazılarının dışarda kaldığı ortam oluşturamazsınız. Herkesin kendini haklarını ve kendi sorumluluğunu bildiği şartları oluşturmak zorundasınız. Böylece herksin orda olma hakkı olur. Şartlar eşit olmalı.

Toplantıyı yapan DİTAM’ın Başkanı Mehmet Vural ise Türkiye’de de çözüm zamanının geldiğini söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Vural, “Güney Afrika’da çok ciddi bir iç savaş vardı.

Birbirini yok sayan ilişkileri olmayan, düşman olan iki kesim vardı. Bütün buna rağmen iki kesim oturup, şu düşman gördüğümüz bizler dostuz arkadaşız, iyi iler yaptık diyorlarsa, biz niye bundan ders almayalım.

Barış ve diyalog kendini dayatıyor. Belki 2012 -2015 dönemi kadar olmayabilir ama tarafların birbirini dinlemesi, bir araya gelmesi, diyaloga girmesinin önü açılacak. Çünkü başka çaresi yok. Bu devasa kavgayı nereye kadar götüreceğiz? Tarafların düşünmesi lazım.

KAYNAK: VOA Türkçe

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler