KILIÇDAROĞLU: HER GELENİN TOKATLADIĞI BİR TÜRKİYE HALİNE GELDİK

KILIÇDAROĞLU: HER GELENİN TOKATLADIĞI BİR TÜRKİYE HALİNE GELDİK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sason ilçesindeki mitingin ardından Batman’da bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, ülkenin huzur ve refahı için stratejik dönüşüme ihtiyaç

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 31 Mart yerel seçimleri için Batman'daydı. Burada EYT'lilere seslenen Kılıçdaroğlu, CHP'nin aile sigortası adlı projesini açıkladı.

 

Kılıçdaroğlu, "EYT'liler beni dinlesinler. Aile yardımları sigortası şu: Emeklilik yaşı 65, patron geldi 55 yaşında dedi ki işine son veriyorum. Kıdem tazminatı aldı. 1 yıl da işsizlik sigortası aldı. Geriye kaldı emeklilik için 9 yıl, gidiyor iş verene diyorlar ki sen yaşlısın… Gidiyor devlete beni emekli et diyor, devlet diyor ki sen daha gençsin 9 yılın daha var. Nasıl geçinecek bu insan ailesine nasıl bakacak? O zaman aile yardımları sigortası devreye giriyor. Emekliliğine kadar bir ailenin aç kalmaması lazım yoksul kalmaması lazım.

Hem demokrasinizi geliştireceksiniz, hem katma değeri yüksek ürünler üreteceksiniz, güçlü bir sosyal devlet olacaksınız. Bunlar olmadığı takdirde Türkiye güçlü bir devlet olamaz.

Bu söylediklerimde eksiklik olabilir ama yanlış tek bir harf bile yok. Birlikte yaşayacaksak bu dönüşümleri tamamlamak zorundayız" ifadelerini kullandı.

TELE1'in haberine göre, Kılıçdaroğlu, mitingin ardından Batman'da bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Burada konuşan CHP lideri, ülkenin huzur ve refahı için stratejik dönüşüme ihtiyaç olduğunu söyledi.

'KUSURUMUZ SÜREKLİ AYNI İKTİDARA DESTEK VERMEK'

Bunun için el ele vermek gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Eğer kendimizi sorgulamazsak, Türkiye'yi düze çıkaramayız. Siyaset kurumunun görevi ‘O onu yaptı, bu bunu yaptı' demenin dışında bir şey olması lazım. Vatandaş olarak eğer bir kusurumuz varsa sürekli olarak aynı iktidara destek vermektir. Bunun kabahati eğer varsa hepimizin ortak kabahatidir. Peki nasıl aşarız? Öyle ya bir ekonomik krizin ortasındayız. İşsizlik reel sektörü yeni vurdu, o yüzden yeni artıyor. Önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Eğer cennet gibi bir ülke cehenneme dönüştürülürse… Ne demek cehenneme dönüştürülmek? Bir ülkede 7,5 milyon insan işsiz gezerse, binlerce insan yatağa aç girerse, bu ülkenin insanları çöp kutularından yiyecek toplamaya başlarsa bir sorunumuz var demektir. Biz bunu nasıl aşacağız? Aşmanın birden fazla yolu var. Hani derler ya ‘Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır' diye. Ama bazı şeyler vardır ki bu ortak aklın ürünüdür. Bunlar olmadan bir ülke büyüyemez, gelişemez, kalkınamaz. Bunları neye göre söylüyoruz; insanlığın tarihinin birikimine dayanarak. Kriz olduğunda ben Ağustos ayında İstanbul'da gittim bir basın toplantısı yaptım. Hiçbir eleştiri getirmedim hükümete. Sadece ‘Bu ülke krizden çıkmak istiyorsa, 13 maddenin gereğinin yapılması lazım' dedim. Tam tersine ben öneri getiriyorum, kalktılar beni en ağır şekilde eleştirdiler. ‘Niye öneri getiriyorsun?' diye. Ne yapayım? Benim bir sorumluluğum var. Ben siyasetçiyim. Siyasetçi, yönetime talip olan kişidir. Bu yönetim sadece onların sorumluluğunda değil, bizim de sorumluluğumuz var. Bizim sorumluluğumuz hataları dile getirmek, yol göstermek".

 

‘LİYAKAT YOKTUR, SADAKAT VARDIR'

Yönetimde liyakatin önemine değinen Kılıçdaroğlu, "Dedik ki ‘Devlette liyakat sistemi çok önemlidir.' Devleti devlet yapan liyakattir. Liyakatle adalet aynı kökten gelirler. Adaletin, liyakatin olmadığı bir yerde devlet olmaz. Memur olmanız için üniversiteyi bitireceksiniz, KPSS'ye gireceksiniz, yüksek puan olacaksınız, aday memur olarak tayin edileceksiniz. Bir yıl çalışıp, asaletiniz onaylanıp, şef olmak için oturursunuz sınava girersiniz. Peki bakan, milletvekili olmak için? Savcılıktan iyi hal kağıdı, bir de ilkokul diploması. Başka bir şeye gerek yok. Devlet ayrı, siyaset, hükümet, yönetim ayrı. Siyasi partiler, devlet olmak için yönetime gelmezler, devleti yönetmek için gelirler. Liyakatle devlet yönetilir. Bürokraside sadakat öne çıkar, liyakat toz olur gider. Geldiğimiz noktada budur; liyakat yoktur, sadakat vardır. Nedir? Tepedeki adam ne derse ona uyacaksınız. Yanlış önemli değildir, ona uyacaksınız" ifadelerini kullandı.

‘SARAYLARDA MERAKIM VARSA ALLAH BELAMI VERSİN DİYECEĞİM'

Türkiye'nin 2019 kalkınma planı olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, ‘4 ayaklı ekonomik stratejik dönüşüm'ü anlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

Sizden isteğin bunun a partisi, b partisi yoktur arkadaşlar. Burada hepimiz huzur içerisinde yaşamak zorundayız. Eğer bir çocuk yatağa aç giriyorsa bu sorun, bir partinin sorunu olmanın çok ötesinde bu toplumun ortak sorunu olmalı. Sandığa gideceğiz, oy kullanacağız. Neye göre oy kullanacağız? Sizler kanaat önderlerisiniz. Ben niye kanaat önderleriyle toplantı yapıyorum? Birileri sizi dinliyor. ‘Bu kişi, doğru söylüyor' diyor. Belki çok farklı siyasi görüşlerden geliyorsunuz. Hepinizin siyasi görüşüne ben saygı duyarım ama bir krizden çıkmamız lazım. Türkiye 13 maddenin hiç birinin gereğini yapmadı. Hiç tasarruf lafını duydunuz mu Allah aşkına? Uçaklar, yatlar, katlar yahu yeter, yeter yahu. Yazık günah değil mi? Ankara'ya bakın Allah aşkına. Ne kadar büyük bina varsa, tamamı devlete ait. Hani diyorlardı ki ‘Yerinden yönetim esastır.' Devasal binalarda devlet ne yapıyor arkadaşlar? Batmanlı kardeşlerim bilir mi bilmiyorum. 2019 Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kalkınma planı yok arkadaşlar. 2018'de bitti, 2019 yeni kalkınma planı gerek ama yok. Benim saraylarda merakım yok. Saraylarda merakım varsa Allah Belamı versin diyeceğim. Yok öyle bir şey. Bu ülkede hepimiz huzur içinde yaşıyorsak ben amacıma ulaşmışımdır. Bütün mesele budur. Suçlu arıyorlar acaba ‘Kimi yakalayabilirim' diye, sorumlu sensin kardeşim. ‘Ekonomide kriz var', sorumlu kim? Sorumlu arıyorsan sensin, başkası değil. Bütün bu sorunları nasıl aşabiliriz? 4 ayaklı bir stratejiden yola çıkmazsak, bu sorunları aşamayız. 4 ayaklı bir stratejik dönüşüme Türkiye'nin ihtiyacı var. Söylediklerimde eksik olabilir ama yanlış tek harf bile yok, hepsi doğru. Eğer bu ülkede birlikte yaşayacaksak huzur içerisinde, bu stratejik dönüşümü sağlamak zorundayız".

‘FUTBOL TAKIMI TUTAR GİBİ PARTİLER TUTULMAZ'

Kılıçdaroğlu, konuşmasında futbol tutar gibi parti tutulmayacağını ifade ederek, "Bakın boşanmalar arttı. Büyük olaylar var. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Bir babanın, okula giden çocuğuna harçlık verememesi ne demektir, bir annenin çocuğunun karnını doyuramaması ne demektir? Batman'dan söz etmiyorum. Kocaeli'ndeki bir kadının haykırışı; ‘Çocuğuma sabah akşam salça- ekmek yedirmekten utanıyorum.' Onu bulamayan binlerce çocuk var. Dolayısıyla her birimizin vatandaş tek tek olarak sorumluluğu var. Bu sefer seçimlere düşünerek gidelim. Oyumuzu düşünerek kullanalım, benim istediğim sadece bu. Şu veya bu partiye angaje olmayın. Futbol takımı tutar gibi partiler tutulmaz. Bir parti hata yaparsa dersin ‘Kusura bakma kardeşim, hata yaptın, verdiğin sözü tutmadın.' Hani dünya lideri olacaktık? Nerede bu liderlik? Her gelenin tokatladığı bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Sizlerden istirhamım sandığa giderken düşünerek, elinizi vicdanınıza koyarak oy kullanın" diye konuştu.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından basına kapalı olarak katılımcıların sorularını yanıtladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler