KIBRIS’IN SEÇİMİ

Bu başlığı bilerek seçtim. Malum bu hafta sonu Kıbrıs yeniden sandığa gidecek ve ikinci turda yeni Cumhurbaşkanını seçecek. 
Ancak bu kez Kıbrıs,  sadece Cumhurbaşkanını seçmekle kalmayıp KKTC’nin kaderini de belirleyecek. Tıpkı 1974 Barış Harekatı’nda olduğu gibi… 
Kıbrıs’ın ne kadar ve nasıl TÜRK kalacağının kaderi de bu seçimle sandıkta belirlenecek.
Görünen o ki;  ikinci tura kalan  UBP adayı Ersin Tatar ile  (ki oyların yüzde 32’sini alarak ilk turda birinci olmuştu) ve bağımsız aday Mustafa Akıncı  (yüzde 29 oy alarak ikinci olmuştu) arasında kıyasıya bir yarış olacak ve bu Kıbrıs’lının da bir kader yarışı olacak.
Yani?
Yani Kıbrıslı,  KKTC’nin Türk mü , yoksa küresel bir ADA olarak mı yoluna devam edeceği  konusunda da sandığa oy atmış olacak.  
Ve maalesef gelişmelere baktığımızda da bundan geri dönüş de olmayacak.
Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti,  elindeki ‘Maraş Kozu’nu seçim öncesinde kullandı. 

Zira Ege’deki adalar ile başlayan ve Doğu Akdeniz’de tüm emperyal ülkelerin stratejik konumlanması arefesinde yapılan KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçilecek kişi ve izleyeceği politikalar,  1974 Barış Harekatıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adı altındaki Türk varlığını hem yaşatabilir , hem de yerle bir edebilir.
Peki son durum nasıl?
Maalesef son durum kritik. Bir tarafta Ada’dan toprak verilmesini tartışan aday mevcut Cumhurbaşkanı da olan Mustafa Akıncı, diğer tarafta Maraş’ı açan ve daha çok milliyetçi duruş sergileyen mevcut Başbakan Ersin Tatar.
Her ne kadar ilk turda aldığı oy oranı ile birinci turdan birinci çıkan Ersin Tatar olsa da, ikinci tura kalan Mustafa Akıncı için , ikinci turda Akıncı’ya destek vereceklerini açıklayan CTP şimdilik dengeleri bozmuş durumda. Ki CTP adayı ilk turda yüzde 21 oy almıştı.
Her ne kadar Demokrat Parti (DP), Halkın Partisi (HP)  ve Yeniden Doğuş Partisi (YDP), pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda, Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) cumhurbaşkanı adayı Başbakan Ersin Tatar’ı destekleme kararı alsa da ,  göre seçimin kaderini ilk turda sandığa gitmeyen UBP’liler belirleyecek.
Bu nedenle de Ersin Tatar’ın kendi partisinin seçmenini ne kadar sandığa götürebilirse seçilmesi o kadar mümkün olacak.

Bir de elbette halen Kıbrıs’ta küresel bir hayat sürmek isteyen seçmene 1974 yıllarındaki acıları ve tarihi hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum. Ya da, ‘ yarın ne olabilir?’ i göstermek gerekecek.
Peki yarın ne olabilir?
Amerikan seçimleri sonrasında ABD’nin eskisinden farklı  bir savaş süreci başlatması  söz konusu olabilir . Ki bölgedeki tüm gelişmeler bu seçim sonrasında hız kazanacak. 
Özellikle Avrupa ve Çin hattındaki çatışma nedeniyle ABD, kendi gücünü korumak adına  Avrupa’nın önünü kesmek için zaten  Çin’in de ilan ettiği ipek yolunu kapatmaya çalışmakta . 
Avrupa –Amerika, İngiltere-İsrail, Almanya-Rusya devletlerinin  çekişmeleri , yakın zamanda bölgede sıcak çatışmalar ve yeni savaşları ard arda getirebilir. 
Tam da bu noktada  ABD bu gibi  savaş senaryolarının önünü kesmek üzere  kendisine bağlı olan NATO kuvvetlerini Bürüksel’den Lefkoşe’ye taşımak isteyebilir. NATO Genel Merkezi Brüksel’den Lefkoşa’ya, taşınabilir .
Ayrıca Ada’da zaten  hem ABD hem de Fransa, İngiliz üslerinin yanı sıra Kıbrıs’a gelerek yan yana askeri üslerini çoktan  kurmuş durumdalar. 

Güney Kıbrıs’ta ise bir Ortadoks dayanışması çoktan oluşmuş. Rus şirketi ve işadamları, Rusya’da onları korumak üzere - Suriye sonrasında- Güney Kıbrıs’ta yeni bir askeri  üs açabilmenin çabası içinde.
Dünyanın bugün geldiği noktada  Avrupa ve Amerika çoktan karşı karşıya gelmişken, Avrupa’nın tam ortasında yer alan tarafsızlık adası olarak korunan İsviçre Devleti, milliyetçi akımlar yüzünden parçalanabilir  ya da zamanla dağılabilir . 
Jeopolitik bakış açısıyla, böylesine bir aşamada,  dünyanın en büyük bankaları olan İsviçre bankaları üzerinde kavga ve çekişmeler çıkabilir . Bu durumda NATO ile Kıbrıs’ı güvence altına alan ABD,  İsviçre Bankalarını da  İsrail’in istekleri doğrultusunda Kıbrıs’a  taşıyabilir.  Batı , kapitalizminin sermaye birikimini  NATO’nun  koruması için  yepyeni düzenlemeler yapılabilir . 
Kıbrıs yeni dönemde dünyanın hem askeri, hem de ekonomik   merkezi      konumuna gelebilir.  
Bu seçimde bu gibi makro gelişmelere de sandıkta oy vereceklerinin Kıbrıslılar ne kadar farkında bilmiyorum.
Ama göründüğü gibi hesaplar büyük. Sonuçlar geri dönülmez
KKTC başkanlık seçimlerinden şimdiye kadar İngiltere ve Türkiye’nin desteklediği adaylar arasında çekişme olurdu.  Çünkü adanın uluslararası tarafları garantör ülkeler olarak Türkiye ile İngiltere’ydi.

Şimdi ise çok farklı bir durum olduğu içindir ki, ikiden fazla aday bu gün ilk kez  seçimlere girmiş durumda. 
Bu nedenle de İngiltere ile ABD kendi dünya planları doğrultusunda hareket ederek  birbirleri ile dünyanın her yerinde rekabete girmektedirler . Bugüne kadar Türkiye karşıtı adayları destekleyen Atlantik ittifakının,  bu seçimde ayrı ayrı adayları desteklemesinin nedeni de bundandır. 
Türkiye ise Ersin Tatar’ı  açıktan desteklemektedir. Birinci turdaki çekişmeleri kazanan  milliyetçi aday Tatar’ın normalde ikinci turu da kazanması gerekir. 
Ancak seçimlerden üçüncü olarak çıkan adayın partisi ile,   ikinci olarak çıkan adayın partisinin Büyük Orta Doğu Projesi çizgisinde buluşmaları söz konusu olunca,  ABD ve İsrail desteği ile ilk turda ikinci gelen adayın başkanlığının öne çıkma olasılığı da bugün gündemdedir. 
Yani durum kritiktir!
Ve Kıbrıs’lı Türkler başkanlık seçimlerinin ikinci turunda tek değil iki seçime girecekler.
Bu nedenle de Kıbrıs’lı seçmenler oy kullanırken önce kim olduklarının sorusunu kendilerine sormak ve ona göre oy kullanmak  durumunda.

Zira son zamanlarda KKTC vatandaşlarının bir kısmı devletin adından “Türk”isminin kaldırılmasını istemekteler . 
KKTC’nin adından bugün Türk isminin silinmesini isteyenler ,  (Avrupa Birliği ‘nde , uluslararası hukuka göre )  KKTC’nin  garantörü olan Türkiye’yi dışarıda bırakan  Avrupa  Birliği’ne KKTC’yi  hukuka aykırı biçimde dahil etmeye de çalışmaktadır .
KKTC’nin geleceğini belirleyecek olan başkanlık seçimlerinde KKTC’nin bugünkü bağımsız yapısı ile yoluna bağımsız devam edebilmesi   için ,  bu seçimlerde  Türkiye’nin adayının desteklenmesinin önemi her zamankinden daha önemlidir.
 Yani bu seçim sadece başkanlık seçimi değildir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.