Karadeniz’de Gaz Keşfi Türk Ekonomisini Değiştirir mi?

Karadeniz’de Gaz Keşfi Türk Ekonomisini Değiştirir mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen haftasonunda, Karadeniz açıklarında Fatih sondaj gemisindeki incelemeleri sırasında Sakarya Sahası’nın Tuna-1 bölgesinde keşfedilen toplam doğalgaz rezervi miktarının 405 milyar metreküpe yükseldiğini açıklamıştı.

Şimdi bu keşfin Türkiye’nin ekonomisine ve enerji politikalarına, enerji piyasalarına, bölge ülkeleriyle ilişkilerine nasıl bir etki yapabileceği tartışılıyor. Amerikan Alman Marshall Fonu (GMF) tarafından düzenlenen, Türkiye’nin enerji politikaları ve bu alanda AB ile işbirliği imkanlarının tartışıldığı online panelde de bu sorulara yanıt arandı.

Panelde söz alan Glocal Danışmanlık, Yatırım ve Ticaret Grubu'nun kurucu ve direktörü Eser Özdil, 405 milyar metreküplük miktarın, enerji kaynakları endüstrisinde hem Türkiye’deki standartlar hem de uluslararası standartlar bakımından gerçek anlamda çok büyük bir seviye olduğunu belirtti.

“Küresel ölçekte bakıldığında Tuna-1 sanıyorum 2020’deki en büyük gaz keşfi” diyen Özdil, sayılara, sismik verilere, diğer bölge ülkelerine ait eldeki verilere bakıldığında, gelecek yıllar, aylar hatta haftalarda Sakarya gaz sahasındaki başka kuyularda yeni keşifler olabileceğini söyledi.

“Tuna-1 yeni Kuzey Denizi olabilir”

Özdil, Avrupa’nın enerji kaynakları üretiminde önemli bir yer kaplayan Kuzey Denizi’ne işaret ederek, ”Dolayısıyla Tuna-1 lokasyonu rahatlıkla yeni bir Kuzey Denizi olabilir” ifadesini kullandı.

Daha önce herkesin Doğu Akdeniz’i Kuzey Denizi’yle karşılaştırdığını ancak Tuna-1’in keşfinden sonra “belki de yeni bir Kuzey Denizi’ni Karadeniz’de göreceğiz” düşüncesinin dile getirilmeye başladığını kaydeden Özdil, Tuna-1’in, Romanya açıklarındaki Neptun gaz sahasının sadece 100 kilometre güneyinde yer aldığına dikkati çekerek, Tuna-1’in de bölgede enerji kaynakları endüstrisi açısından işlek bir gaz sisteminin olduğunu gösterdiğini, bu açıdan da çok önem taşıdığını belirtti.

“Orta ve uzun vadede ekonomik tabloyu tümden değiştirebilir”

Karadeniz’de doğalgaz rezervi keşfinin Türk ekonomisine olası etkilerini değerlendiren Özdil, “Türk ekonomisinde tüm tabloyu değiştirir mi? Kısa vadede tabloyu tümden değiştirmez ama orta ve uzun vadede tüm tabloyu değiştirme potansiyeline sahip” dedi.

Özdil, kısa vadede bile bu keşfin Türk ekonomisine getireceği çok sayıda avantajın bulunduğunu da belirtirken, öncelikle Türkiye’nin, iç piyasasındaki tüm doğalgaz talebinin üçte birini kendi yerel kaynaklarından karşılaması halinde bunun dış cari açığın kapatılması bakımından çok büyük anlam ifade edeceğini vurguladı. İkinci olarak da Sakarya Sahası’nın, enerji piyasasında Türkiye’nin rekabet gücüne olumlu katkı sağlayacağını belirten Özdil, ayrıca bu gaz sahasının Avrupa ülkeleri için yeni bir tedarik kaynağı oluşturabileceğini kaydetti. Özdil, “Bu açıdan baktığımızda bence Karadeniz’de çok ilginç bir durumun başındayız” ifadesini kullandı.

“GAZPROM’la görüşmelerde BOTAŞ’a iyi bir pazarlık kozu sağlayacak”

Panelde konuşan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar İpek de Tuna-1 bölgesinde keşfedilen doğalgaz rezervinin gelecek yıllarda Rus enerji şirketi GAZPROM’la sona erecek sözleşmeyi yenilemek için masaya oturulduğunda BOTAŞ’a iyi bir pazarlık gücü sağlayacağını vurguladı. İpek, keşfin Türkiye’nin Rusya’dan gaz alımını durduracağı anlamına gelmediğini ama rekabet gücü ve ücrette esneklik oluşturmada Türkiye’ye bir avantaj getireceğini belirtti.

“Doğu Akdeniz için de örnek olabilir”

İpek bu gelişmenin ayrıca, hala gerilimin sürdüğü Doğu Akdeniz için de iyi bir örnek teşkil edebileceği değerlendirmesinde bulundu. Öncelikle, kıyı ülkeleri münhasır ekonomik bölgeleri üzerinde anlaştığı takdirde bunun yatırım için dostça bir atmosfer yarattığını göstereceğini kaydeden İpek, bölgede gelecekteki olası faaliyetler, Romanya açıklarındaki sahalar ve bazı uluslararası şirketlerin de buradaki varlığı gözönüne alındığında, bu sahaların ortak geliştirilebileceğini de belirtti. İpek, ara bağlantıların inşasının tamamlanmasıyla bu sahalardan Romanya ve Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya, kuzeyde Polonya’yı bile içine alabilecek şekilde akış sağlanabileceğini söyledi.

İpek, bölgede enerji konusunda hayata geçirilecek bir işbirliğinin, Rus gazına yüksek oranda bağımlı olan Doğu Avrupa’nın kaynaklarını çeşitlendirme ve ayrıca iklim şartları nedeniyle yeterli miktarda yenilenebilir enerji üretemeyen bu ülkeler için doğalgazın iyi bir alternatif oluşturabilmesi bakımından da Avrupa’nın enerji güvenliğine önemli katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler