Kanserin radyasyonla tedavisine bağlı cilt yanıklarının önlenmesi ve tedavisinde en son gelişmeler

Kanserin radyasyonla tedavisine bağlı cilt yanıklarının önlenmesi ve tedavisinde en son gelişmeler

"Erken yanıklar, genellikle radyoterapinin başlamasından birkaç hafta sonra ortaya çıkar"


Antalya’daki OnkoTalya Kanser Kliniği uzmanlarında Prof. Dr. Melek Nur Yavuz, ışın tedavisi (Radyoterapi) sırasında gelişebilen cilt yanıklarının önlenmesi ve tedavisi konusunda önemli yeni gelişmeler hakkında bilgiler verdi.

1-005.jpg

Prof. Dr. Melek Nur Yavuz

 

Radyasyon tedavisine giren hastaların yarısından fazlasında tipik olarak -radyodermatit denilen- bir tür cilt yanığı geliştiğini belirten Prof. Dr. Yavuz: “Radyasyonla beraber kemoterapi de alan hastalarda bu oran % 90’lara ulaşabilmektedir. Radyoterapi sırasında ve sonrasındaki ilk iki ay içerisinde ortaya çıkan cilt yanıklarına “erken yanık (radyodermatit)” diyoruz. 2 aydan sonra, hatta bazen yıllar sonra da bazı cilt  yanıkları ortaya çıkabilir ki bunlara da “geç yanık” diyoruz. Erken yanıklar, genellikle radyoterapinin başlamasından birkaç hafta sonra ortaya çıkar. Ciltte kızarma, soyulma, kabarcıklanma tarzında gözlenebilir. Bu lezyonlar genelde kendiliğinden de iyileşir, ancak, bazen tam iyileşmeyen yanıklar ciltte kalıcı hasar da yaratabilmektedir. Geç yanıklarda ise genellikle örümcek ağını andıran ve telenjiektazi denen damarcık kümelerinin ciltte oluşması ön plandadır. Yavaş yavaş genişleme, büyüme eğilimi de gösterebilen bu kümeler hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilirler. Ayrıca, cilt altı dokusunun sertleşmesi, kalınlaşması (fibrozis), hatta bunun ağrılı olması da radyasyona bağlı geç yanık reaksiyonlarıdır” dedi.

2-004.jpg

 

Radyasyon yanıklarının şiddetinin ve tedaviye verdiği cevapların hastadan hastaya ve uygulanan tedavilere göre değişebildiğini vurgulayan Dr. Yavuz, son zamanlarda araştırmacılarca, X Işını Onarımında Çapraz Tamamlayıcı Gen 1 (XRCC1) adındaki bir gen ile Baş-Boyun bölgesine radyasyon alan hastaların erken cilt yanıkları arasında ilişki olduğunu ortaya koyduklarını, bu genin de kişiler arasında farklılık gösterdiğini belirtti.

 

 

Yeni Lazer Tedavileri Seçenekleri

 

Dr. Yavuz: “Günümüzde radyasyon yanıklarının önlenmesi ve tedavisine dair yöntemleri standardize edecek şekilde elimizde güçlü kanıtlar mevcut değil. Ancak, sık gördüğümüz ve hastaların da canını sıkan bu sorun hakkında güncel son gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Örneğin, çok yeni bir yöntem olan Düşük Seviye Lazer Tedavisi (LLLT) veya Damarsal Lazer yöntemleri hastaların şikayetlerini gidermede oldukça ümit verici görünüyor. Klinik araştırmalardan elde edilen sonuçlar, LLLT'nin biyo-uyarıcı özelliklere sahip olabileceğini ve radyasyon yanıklarında ciltte daha hızlı bir iyileşme, daha az yangı (enflamasyon) ve daha az sertleşme-keçeleşme (fibrozis) gösteriyor. Bu konuda, Belçikadaki bir Hastanenin liderliğindeki çok merkezli TRANSDERMIS isimli bir klinik araştırmada meme tümörünün çıkarılması (lumpektomi) sonrasında aynı radyoterapileri alan 120 meme kanseri hastasına, radyoterapi başladıktan sonra haftada 2 gün LLLT uygulanması sayesinde erken yanıkların belirgin şekilde azaltılabildiği kanıtlandı. Örümcek ağı benzeri geç yanık reaksiyonları (telenjiektaziler) ve cilt sertleşmesi-keçeleşmesi (fibrozis) için ise özel bir Lazer Tedavisi (Pulsed Dye Lazer Tedavisi) oldukça ümit verici sonuçlar veriyor. Her iki yeni yöntemde de hastalara yeni bir yan etki oluşturulmadığı gibi hastaların yaşam kalitelerinin belirgin şekilde arttığı da görülmekte.” dedi.

 

 

Yeni Yüzeyel Tedavi Seçenekleri

 

Yüzeyel ilaç tedavileri bakımından da bazı gelişmelerin olduğunu belirten Dr. Yavuz bu konuda da şunları söyledi: “Meme kanseri için radyoterapi uygulanan hastalarda, özellikle erken dönemde gözlediğimiz yaş/sulu cilt yanıklarının hem önlenmesinde hem de tedavisinde yıllardan beri kullanılagelmekte olan “yüzeyel kortikosteroidli merhem”lerin bir miktar yararlı olduğu çok geniş bir istatistiksel çalışma (metaanaliz) ile zaten ortaya konmuştu. Yüzeyel tedaviler konusunda çok daha ümit veren yeni bir yöntemde; radyasyona başlanmadan hemen önce sürülen NG12-1 isimli bir damar büzüştürücü (vazokonstriktör) krem sayesinde erken radyasyon yanıklarının sıçanlarda % 100 oranında önlendiği gösterilmiş. Az sayıda da olsa insanlar üzerinde yapılan bir çalışmada da bu başarı oranı teyid edilmiş durumda. Bu krem sayesinde de hastaların yaşam kalitesinde belirgin bir artış oluşmuş”.

 

Bu yeni gelişmelerin radyasyon yanıklarının önlenmesi ve tedavisinde oldukça önemli avantajlar anlamına geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Melek Nur Yavuz: “Yine de bu yeni yöntemlerle ilgili, daha geniş hasta sayılarına sahip, tercihen çok merkezli, kontrollü, yeni klinik çalışmalara da ihtiyaç bulunmaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler