Alp Kırıkkanat

Alp Kırıkkanat

İstihbarat ve Güvenlik Yaklaşımları

Geçtiğimiz hafta Türkiye tarafından Batı Karadeniz’de bir doğal gaz kaynağı keşfedildiği ilan edildi. Bu, elbette çok sevindirici bir haber. Tüm ulusumuza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Ancak siyasi kutuplaşma, burada da kendini gösterdi. Olayı fazla abartanlarla, aşırı derecede küçük görenler olarak yine ayrıştığımız görülüyor. Ancak yine de makul bir çoğunluğun, durumu memnuniyetle fakat bir o kadar da temkinli karşıladığını söyleyebilirim. Bu temkinli yaklaşımın, açıklanan rezerv rakamlarının tahmini olduğundan başlayan bir dizi teknik nedeni mevcut. Bundan sonrası artık uzmanların işi. Umarım, her şey yolunda gider. Ancak hiç kuşku yok ki bu keşif olayı önemlidir ve stratejik yansımaları mutlaka olacaktır.

Ben meselenin ulusal güvenlik boyutunu ilgilendiren birkaç hususunu ele almak istiyorum. Güvenlik, her meselede ihtiyaç duyduğumuz bir kavramdır. Her ne seviyede olursa olsun, güvenliğin tesis edilmediği bir ortamda, kendinizi rahat hissedemezsiniz. Faaliyet alanınız daralır. Bu durum, emniyetinizde stres yaratır. Ne olup bittiğini anlamak istersiniz. Bunun için iyi bir istihbarat sistemine ihtiyacınız vardır. Bu da size alacağınız tedbirlerin neler olabileceği yönünde bir yol haritası sağlayabilir. 

Denizlerdeki tempo artarken, rakiplerin bilgi ihtiyacı da artmaya başladı. Bizi doğal gaz kaynağına ulaştıran ve stratejik sonuçları olabilecek bu tip faaliyetlerin karşılığında, karşı organizasyonların faaliyetleri de artacak ve durmayacaktır. Hasımlar ve rakipler, olanı biteni öğrenmek isteyeceklerdir. Bunlar, dünyada alışagelmiş herkesçe bilinen ya da tahmin edilen uygulamalardır. Türkiye’nin deniz gücünün, bu büyüklükteki bir mücadelede geri adım atmaması, bazı çevrelerin sinirlerini bir hayli bozmuşa benziyor. Sadece denizdeki güç mücadelesiyle değil, istihbarat ve güvenlik boyutunda da bir kısım çabalara girdikleri görülüyor.

Örneğin Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da çırpınan Fransa, ülkemizdeki espiyonaj faaliyetlerini artırmış gözüküyor. Bu yılın haziran ayında, Fransız istihbarat servisine çalıştığı iddia edilen 4 kişilik hücrenin çökertildiği açık kaynaklara yansıdı. Fransa'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda güvenlik görevlisi olarak çalışan bir Türk vatandaşı şahsın, kendisini angaje eden Fransız servis elemanlarıyla anlaşmazlığa düştükten sonra, polise gidip itiraflarda bulunduğu belirtiliyor. Açık kaynaklarda, itirafçı dahil toplam 4 kişinin bazı kamu ve özel kurumlar hakkında bilgi topladığı ve buralarda çalışan yaklaşık 120 kişi hakkında bilgilere ulaşıp; bu bilgileri, maaş ve Fransız ordusunda lejyoner olma sözü karşılığında Fransızlara verdiği haberleri yer aldı. Fransızların haber ve bilgi toplamaya yönelik bu kapalı faaliyetinin alanı daha çok muhafazakâr ve dini çevreler ile bunların bilinen kurumları gibi gözüküyor. Belli ki istismara yönelik bir maksadın peşindeler.

Ancak bazı açık kaynaklardaki bilgiler ise, bu faaliyetin öyle acemi çaylaklarla yapılmamış olabileceğini gösteren emareleri de içeriyor. Başkonsolosluktaki güvenlik görevlisi olan ele başının Afganistan’daki askeri görevi sırasında, lejyoner olma tutkusuyla başlayan Fransızlarla ilk teması; 2013 ve sonrasında daha derin bağlara dönüşmüş görünüyor. Hücre lideri olan şahsın, Fransa’da 8 aylık bir istihbarat eğitimine tabi tutulduğu ifade ediliyor. Sözde ilk yurtdışı görevini Gürcistan’da vermişler. Belli ki yakın bir yerde denemişler. Sonrasında oluşturulan 4 kişilik hücrenin yurt içinde bazı illerde faaliyet gösterdiği anlaşılıyor. Ayrıntıları tam olarak bilinmese de özellikle Tekirdağ, İzmir ve Mersin illeri, önem verdikleri yerler arasında. Şahıslar politik ve askeri casusluk suçundan tutuklandılar.

Bu olayın açık kaynaklardaki sınırlı içeriğine baktığınızda, ülkemizin denizlerdeki faaliyetiyle ne ilgisi var denilebilir. Kurgu ya da gelecek, çoğu zaman bilinenler üzerinden tasarlanır. Buna uygun önermeler, senaryolaştırılır. Bir güvenlik planı varsa, bu senaryolar üzerinden planın işlerliğinin kontrol edilmesi ve böylelikle planın statik kalmaması istenir. Oysa, geleceğin her zaman şaşırtıcı olması gibi bir niteliği de söz konusudur. Buna dikkat etmek gerekir.

Gemilerin Doğu Akdeniz’deki çalışmalarının öncesinde kurulan bu şebekenin, son dönemde liman şehirlerini hedef alması önemli ve üzerinde düşünmeye değer bir konu. Bu adamlar başka hedeflere yönlendirilmiş gözükseler de onları kullananların denizlerdeki faaliyetlerimizden ne derece rahatsız olduklarının ortada olduğunu ve faaliyet alanları içinde üç önemli liman şehrimizin de bulunduğunu dikkate almamız gerekir. Şebeke başı, kendiliğinden gelip itiraf etmese belki bu durumdan haberimiz bile olmayacaktı.

Fransa’nın BAE ve Almanya destekli özel uydularla bulunduğumuz bölgelerdeki hareketlerimizi izlemeye aldığı bir sır değil. Teknoloji ve insan istihbaratının uyumlu olması, istihbaratın kalitesini artırır. Bu nedenle, açık vermemek ve dikkatli olmak gerekiyor. 

Bir konuya bazen istihbari yaklaştığınızda, görünenin dışında farklı sonuçlara gitme ihtimaliniz söz konusu olabilir. Eğer olgu ve emareler, sizin modeliniz üzerine oturuyorsa; bambaşka bir sonucun kıyısındasınız demektir. Bunun sizi götürdüğü netice, kesin doğru olmasa bile; geleceğin getireceği sürprizleri karşılayabilecek bir kurgu olarak, size yardımcı olacak bir senaryoya dönüşebilir. Bu, görünenlerle birlikte, güvenlik planlarının yeniden değerlendirilmesine ilave ancak önemli fayda sağlayacaktır. Analizcilerin değerlendirmelerde sürprizlere açık ve zorluklarla karşılaştığı bu gibi durumlar; kimi zaman, içgüdüsel olarak varlığını fark ettiği özel bir fark yaratabilir. Gelecek, her zaman bilinenden yola çıkmıyor maalesef.

Biz kendi içimizde Karadeniz’deki doğal gaz keşfi için, başarı ve fiyasko ikileminde birbirimize girmişken; elin oğlu, her seviyede bilgi toplama peşinde. 

Sadece bu mu? Elbette değil. Örnekler muhtelif…

Bir diğer örnek ise, İsrail makamlarının açık kaynaklara yansıyan değerlendirmeleri. Analizdeki en çarpıcı cümle: ‘‘İran’ın gücü kırılgan, ancak asıl tehdit Türkiye’den’’. Denizde yaşanan mücadeleyle birlikte, Orta Doğu’da olup bitenlerden hareketle böyle bir sonuca gidilmiş görünüyor. Yine birinin itiraf için polise gitmesini mi bekleyeceğiz? Elbette hayır.

Ben bu tip entelijans işlerini denizde mayın döküşüne benzetirim. Karşı faaliyeti ise bu mayınların taranması/avlanması olarak görürüm. Adam istediği yeri mayınlayabilir. Önemli olan, sizin hangi rotada nasıl bir kanal açacağınızdır. Nereyi temizleyeceğinizi iyi bilirseniz, bilinen ya da bilinmeyen parametreleri de sınırlandırabilir ve çabalarınızda tasarruf sağlarsınız.

Belirgin bir pakt, zihniyet ve anlayış birliğinin olmadığı, farklı coğrafyalarda herkesin herkesle dost ve/veya hasım olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Her seviyedeki güvenlik tedbirlerini, paranoyaya da kaçmadan, öncelikle bu anlamda düşünmek lazım derim. Umuyorum ki bu keşfedilen rezerv; kamuoyuna duyurulduğu ölçekte hatta onun da üzerinde olsun ve siyasi bir hamle ya da onun kurbanı olmasın. Şu an için bize en sert duruşu gösterenler, belki de rezerv/rezervlerin olası büyüklükleri karşısında, bu defa konsorsiyum teklifleriyle geleceklerdir. Kim bilir?  Ancak o safhaya kadar, paylaşıma razı olmayacak şekillendirmeler için istihbari oyunlarını sürdüreceklerdir diye düşünüyorum.

Herkesin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyor ve büyük önder Atatürk ve silah arkadaşları ile şehit olan tüm asker ve vatandaşlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.


Kaynaklar:
Alan, Gülsüm, ‘‘Türkiye ile Fransa arasında 'casusluk' iddialarıyla ilgili neler biliniyor?’’, Euronews, 02 Temmuz 2020, https://tr.euronews.com/2020/07/02/turkiye-ile-fransa-aras-nda-casusluk-iddialar-yla-ilgili-neler-biliniyor  (22 Ağustos 2020)
Şimşek, Abdurrahman, Karaman, Nazif, ‘‘France trained lead Turkish spy among 4 suspects arrested in Turkey: report’’, Daily Sabah, 22 Haziran 2020, https://www.dailysabah.com/turkey/investigations/france-trained-lead-turkish-spy-among-4-suspects-arrested-in-turkey-report  (22 Ağustos 2020)
Eco, Umberto, Carriere, J.C., ‘‘Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın’’, sayfa 47, Can Sanat Yayınları, 6.Basım, 2017, İstanbul
Barzun, Jacques, Graff, Henry F., ‘‘Modern Araştırmacı’’, sayfa 161, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 14.Basım, 2004, Ankara
Menteş, Talha, ‘‘Libya’da bizi izliyorlar: Fransızlar özel uydularla izlediği Mehmetçik'i hedef gösteriyor’’, Yeni Şafak Gazetesi, 20 Ağustos 2020, https://www.yenisafak.com/amphtml/dunya/fransizlar-libyada-ozel-uydularla-izledigi-mehmetciki-hedef-gosteriyor-3553831  (25 Ağustos 2020)
Frantzman, Seth J., ‘‘Israeli military and intelligence assessments see Turkey as growing threat’’, The Jerusalem Post, 23 Ağustos 2020,  https://www.jpost.com/middle-east/israeli-military-and-intelligence-assessments-see-turkey-as-growing-threat-639629  (25 Ağustos 2020)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.