İSTİHBARAT SAVAŞLARI İRAN

Levent Demir

 

Bir yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Ankara'da gerçekleştirdikleri Suriye konulu zirvede;  Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için her türlü tedbirin alınması yönünde mutabakata varmıştı.

Liderler, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması için 'terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair' her türlü girişimi reddettiği vurgulamışlardı.

Ancak gelinen noktada bugün , terör kisvesi altında kurulmuş bir ‘GARNİZON DEVLETİ’ var bölgede. ABD, bir yıldır bölgeye tırlar dolusu silah ve mühimmat taşımakla kalmadı. YPG ve PYD’den asker devşirerek yeni ordu kurdu. Bugün bırakın Suriye’nin toprak bütünlüğünü; Suriye’nin Kuzey’i ve Irak’ın Kuzeyi’ndeki  Kürt unsurlar kullanılarak mevcut devletlerin ilk parçalanma işleminde sona doğru gidilmeye çalışılıyor.

Kuşkusuz Türkiye,  kendi ulusal güvenliği , üniter yapısı ve sınırları için buna yüksek tonda itirazını sürdürmektedir ve sürdürecektir. ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ cümlelerini bağırarak söylemek elbette masada pazarlığa oturmayı da getirebilir. Ama elimizin görülmesine de neden olabilir. Bu noktada önce birlikte hareket edebileceğimiz taraftarlarımızın aynı safta toplanması da çok önemli.

Tam da bu noktada önce Türk-Rus ve İran Dış İşleri bakanları bir araya geldi. İsviçre'de bir araya gelen Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanları, Suriye'de Anayasa Komisyonu kurulması için anlaşmaya vardı ve dün komitenin ilk toplantısının tarihi için hedef konuldu.

 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Suriye'deki son durumu ve anayasa komitesi kurma çalışmalarını ele almak için Cenevre'de bir toplantı gerçekleştirdi.

Bakanlar adına açıklama, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov tarafından okundu. Lavrov, 3 ülkenin dışişleri bakanlarının Suriye Anayasa Komisyonu konusunda uzlaştığını açıkladı. 

Tam da bu noktada,  bugün İran Cumhurbaşkanı Ruhani de Türkiye’ye geliyor. Başkenti Tahran’da 12 milyon Türk’ün yaşadığı İran Lideri ve Türkiye temasları elbette çok önemli. Bu görüşme,  Fırat’ın doğusuna yapılacak olan olası bir operasyonun elbette kaderini de belirleyecek. Fırat’ın doğusunun kaderi ise , bölgenin kaderini belirleyecek. Bölgenin kaderi ise, bugün başat ülkelerinin kaderlerini çizecek.  Tarih tekerrürden ibarettir ama bizim dileğimiz bu kez tarihi tekerrür ettirmemektir. En azından  bugün,  liderlerin kaderi için alınacak bir karar yerine,  toplumların kaderi için alınacak bir karara ihtiyaç vardır.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar