İnsanoğlunun cilveleri ve yaşam!

Bir sabah kalktık, insan yaşamını her an ortadan kaldıracak, yaşamımıza pat diye sona erdirecek bir kabus ile uyandık. Adına virüs deniyor. Corona-19 virüsü. Uzaydan çekilmiş o güzel dünya fotoğrafları her an içinde sadece çocuklar, gençler, hayvanlar ve bitkilerden oluşan yeni yaşayanlar gezegeni şekline dönüşebilir. O gezegende yaşayan insanların Devletleri var mı yom mu? Çoktan ortadan kalkmış, insanoğlunun yeniden yaratılışı dönemine yeniden döndük! 

Bunu anımsatan filmleri seyretmiştin. Bir tanesinde uzaya gönderilen astronotlar uzun süren görevlerinden sonra dünyaya gelirler bir de bakarlar ki ne Kennedy uzay üssü kalmıştır ne de geldikleri New York’un limandaki ünlü heykelinin sadece kafasının ayakta kaldığını görürler. “Nasıl senaryo ama”. Bir gün gerçekten karşı karşıya gelebilecek hala gelmiş bile olabiliriz. Kim bilir! Anlayacağınız şimdi bizim virüsler dünyayı bu hale getirir mi?

Olur mu, olmaz mı diye bakmayalım. Dünya iki büyük dünya savaş yaşadı. Milyonlarca insan öldü. Sonra da kendi kendimize güvenlik şemsiyeleri yarattık. Bizlere saldıracak memleketler bulduk. Küçük savaşlarda insanları öldürdük, kentleri ele geçirdik. Tarihi eserlerini bavullarımıza doldurup başka memleketlere götürüp milyonlarca doları ceplerimize attık. Denetimi olmayan petrolü tırlara doldurup doldurup para kazandık. Hem de vergisiz yollarla. Kokain ticareti yaptık. New York’taki insanlara en üst fiyattan satıp, yüzyılların kaçak ticaretinin kahramanları olduk. İstanbul’u ortasından delecek kanallar yapmaya kafayı koyduk. Milyarlarca dolar borçlu olduğumuz birden bire unutup ülkemizde bir sürü yabancı sermayeye para kazanmaları için öyle güzel fırsatlar veriyoruz ki, bizi çok seviyorlar. Paramız pulumuz olmasa bile bizi seviyorlar ya yeter kardeşim ne yapacaksın. Cennete gideceğiz. Tapumuzu aldık bir kere. Virüsümüz olsa ne yapacaksın! Allah’ın takdir-i ilahi. Tevekkeli değil bahçelere, parklara, deniz kıyısında pikniğini açmış vatandaşlarımız bir güzel çimenlerin üstüne yatmışlar ke-kah etmekteler.

İşte insanoğlunun cilveleri o kadar civcivli ki, üç Gazeteci arkadaşımın ekranda N-Gazete ekranlarında anlattıklarına kulak verirseniz, adına Koronavirüs19 denilen insan öldürücüsü iki hayvanın aşkından ortaya çıkmış bir virüs olmadığını anlayacaksınız. Yılan ile Yarasa. Bu iki hayvanı bu hale getiren de bir insan. Başımıza gelen felaket birden bire ortaya çıkmadı. Bunun trajedisinin kahramanı ise bence dünyayı idare eden gruplar. Emperyalist sözcüğü geçe yüzyıldan kalma bir ifade sözcüğü. Bu sözcüğü Dünyayı idare edenleri sadece güldüren bir sözcük olarak kaldı. Geçen yüzyıllarda bilim adamları keşifleri ile dünyaya çağ atlatmış kişilerdi. Sonra bu günkü dünyayı idare edenler bilim adamlarını büyük bir sabırla teker teker satın aldılar. Para, şöhret, şehvet onların başını döndürdü. Bilim artık pazarlama faktörünü ortaya çıkaran bilim keşifleri çerçevesinde sıraya konmuş bir hale geldi. Haydi bakalım bu yıl hangi icatlarımızı vizyona sokalım diye toplantı yapıyorlar, üstüne üstlük dünya basının bile haberi olmadan. Medyalar sanki ona göre koşullandırılmış.

Şimdi başımızda ölümün her an yaşana bilinecek bir durum var. İktidar bu olağan üstü durumu bütün zorluklarını bilinerek aynen bilim çerçevesindeki satılmışlığının örneği gibiyiz. Muhalefet, İşçi Sendikaları, Sivil Toplum Kurumuşları, Gençlik ve her dalda bilim ve hukukun bir arada olmadığı bir dönemden geçiyoruz. Para ile satılmamış bir bilim bize doğrusunu göstersin. Acısını hiç yaşamayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.