elvedatan@gmail.com

Şu coronovirüs belası da, hiç beklemediğimiz bir anda hayatımıza kabus gibi girdi ve bütün dünyayı sarıp sarmaladı. Ülkeler arasında güç dengesi falan kalmadı. Şu anda tek sorun bu beladan nasıl kurtulunalacağıdır.
Çok güçlü gibi görünen kendini beğenmiş ülkelerin bile elini kolunu bağlayan bu virüs kolay kolay atlatılacak gibi gözükmüyor ama bu virüs defolup giderken de, artık eski yaşam düzeninin olmayacağı gerçeğidir. Bu virüs nedeniyle birçok işyeri kapandı, insanlar işini kaybetti. Hayat adeta durma noktasına geldi. Bir çok aile evinin ihtiyaçlarını gideremiyor, kirasını kredi borçlarını ödeyemiyor, üretici ürününü satamıyor, esnaf iş yapamıyor yani herkes mağdur ama bunu fırsata çevirenler ve işi tıkırında gidenlerde yok değil... 

Şu kanal İstanbul ihalesinin zamanı mıydı? Millet işini kaybederken, ekmek derdine, can derdine düşmüşken birileri gediyor devletten ihale alabiliyor. Bunun yanında eleştirilecek o kadar çok şey var ki, hangisini dile getireceksin? 
Yangından mal kaçırır gibi infaz yasası da neyin nesi? Şimdi zamanı mıydı? Hem mağdur olmuş insanların adına, devlet suçluyu affeder mi? Devletin görevi toplumsal düzeni sağlamak değil mi? Suç işleyen cezasını çekmelidir. İkide bir af çıkarmayla suçların önü alınabilir mi? Her şey bir tarafa mağdur olan insanların yaşadığı bu travmaya bir travma ile hayal kırıklığı daha yaratmaz mı? Türkiye Büyük Millet Meclisinde buna parmak kaldıranlar, kendilerini mağdur olanların yerine koyarak bu af sonucu mağdurların nasıl bir ruh halinde olabilecekleri yönünde hiç empati yapmadılar mı? Gerçi,  yapmış olsalardı infaz yasası adıyla çıkarlan af için parmak kaldırmazlardı. 

Gelelim bu infaz yasasının kimlere yarayacağına... Çok geçmeden göreceğiz. Hatta bu infaz yasasına görünürde onay vermeyen ana muhalefet partisi bu infaz yasasının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle anayasa mahkemesine iptal davası açacaklarını dillendirmeye başladılar bile...Bu yasaya onay verenler bunun  Anayasanın 10. Maddesi “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve İdare makamları bütün bu işlemlerinde, kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır” aykırı olduğunu bilmemiş olabilirler mi? Bilmemeleri mümkün müdür? Adi suçluları yani kader mahkumları AKP ve MHP oylarıyla çıkarılmış olsun, diğer pkk, fetö ve buna  benzer terör suçlularının çıkarılması da:

Muhalefetin bu af yasasından faydalanamayan gazetecileri öne sürerek anayasa mahkemesine açacağı dava ile gerçekleştirileceği amaçlamış olabilir. Bunu düşünenler bu milleti aptal yerine koymasınlar. Millet bunu görüyor ve anlıyor.  KHK’lar için ekranlara çıkarak “facia” diyerek gözyaşı dökenler, Anayasa mahkemesinin bu infaz yasasının eşitlik ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle verebileceği bir kararın içeride ki terör suçlularına yarayacağını da iyi bilirler. Nasıl olsa CHP ya da diğer muhalefet partilerden birisi, bu yasanın iptali için dava açar ve onların dışarı çıkmasından da AKP ile MHP sorumlu gösterilmez. Bütün sorumluluk muhalefetin üstüne kalır gibi bir düşüncenin aksine iktidarı da ve muhalefeti de  beraber hareket etmekle sorumlu tutulurlar.  

Bu infaz yasası gerçekten kimler için çıkarıldı?