HATAY’A SARILMAK…

NURAY BAŞARAN

Henüz daha yerel seçim kampanyaları ve  adaylar bile belirlenmeden önce yapmıştın ilk seyahatimi Hatay’a. 

Ve başta Hatay özeli olmak üzere;  Adana, Antalya, Mersin,  ..gibi illerdeki yerel seçimlerin sadece bir yerel seçimden ibaret olmadığını, Türkiye’nin üniter yapısını koruma noktasında buralarda seçilecek belediye başkanlarının,  içteki belediye hizmetleri kadar, dışa karşı da mücadele  verebilecek nitelikte ve kudrette olması gerektiğine vurgu yapmıştım. 

Zira gerek BOP Projesi,  gerekse bölgedeki enerji bazlı dış dünyanın talepleri, bölgeyi ‘şehir devletleri’ne çevirmek isterken;  Hatay en hassas şehirlerimizden birisi. Bu nedenle bu hafta 3. kez Hatay’ı ziyaret ettim.

Ne yalan söyleyeyim,  mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın seçim kampanyasının sloganını müthiş buldum. 

Savaş,  o sihirli kelimeyi bulmuş.

Keşke, ‘ tüm Türkiye’ye bunu slogan yapabilsek’ demeden de kendimi alamadım.

O slogan, yazımızın da başlığında olan kelime:

‘SARIL’

Seçime sayılı günler kalırken ve meydanlarda siyasetin dili giderek sertleşirken,  Lütfü Savaş  kampanya ve yönetim felsefesini  en çok ihtiyacımız olan birbirimize  ‘sarılmak’ üzerine kurmuş. 

Bütün Hatay’ın sokaklarını gezdiğinizde , bizi ayrıştırmaya çalışan dünyaya inat, bu bayrağın altında ve bu vatan topraklarında herkesi birbirine ‘sarılmaya’ çağıran afişler çok anlamlı duruyor. 

Türkiye topraklarına,  kurucu liderimizin Atatürk’ün müthiş ‘devlet aklı‘ ile katılan Hatay için,  bugün maalesef tehditler de bir o kadar artmış durumda. 

Özellikle Suriye’lilerin gelmesi ile birlikte,  buradaki demografik yapının  (hesaplamalara göre),  10-15 yıl gibi bir sürede değişme riski de masada duruyor. 

Ayrıca Hatay halkının, Suriyelilerin gelmesinden sonra artan ev fiyatları ve kiralar nedeniyle,  burada Suriye’lilere içten bir tepki duyduğunu sokaklarda hissediyorsunuz.  

Zira inşaattan tarıma kadar,  Suriyelilerin iş gücü daha ucuz olduğundan,  (Suriyeliler tercih sebebi de olunca) Hatay’ın yerli halkı iş bulma noktasında da Suriyeliler ile şimdilik ‘görülmeyen’ bir mücadelede. 

Söylemem gerekir ki, bir an önce ‘devlet aklı’ bu konuda çözüm üretmeli.

SAYIN CUMHURBAŞKANI,  HATAY MİTİNGİ ÖNCESİNDE BARAJ KAPAKLARINI KAPATTIRIN!

Kuşkusuz Hatay’ın stratejik öneminden olsa gerek ki, bu ayın 24’ünde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 3. kez Hatay’a miting için gidecek. 

Üstelik bu kez, Cumhur İttifakı’nın diğer lideri Devlet Bahçeli de Erdoğan’a Hatay Kırıkhan mitinginde eşlik edecek.

Bu arada,  bu miting öncesinde söylemek isterim ki ; Hatay’daki bitmeyen  barajlar nedeniyle sizi daha havada  Amik

Ovası büyük bir deniz gibi karşılıyor. Hatay’a ilk indiğinizde  havaalanından başlayarak tüm Hatay’ın  büyük bir denize dönüşmüş  olduğunu görüyorsunuz. 

Yani bereketli toprakları ile bildiğimiz Amik Ovası,  bugün artık büyük bir ‘Amik Gölü’ne dönüşmüş  durumda.

Şu anda 170 bin dekar alan sular altında!  

Nedeni , 4 önemli barajın yıllardır tamamlanamaması!

İnsan, ‘ 1954 yılında kurulmuş DSİ nerede?’  diye sormadan edemiyor. 

Zira bölgedeki 4 büyük barajın yıllardır bir tanesi bile tamamen  bitmiş durumda değil.

Ey yalnız ve uzun adam Recep Tayyip Erdoğan! 

Lütfen 24 Mart’ta yeniden Hatay’a gitmeden önce sorumlulara sorun.

Çünkü bölgede yaptığım kısa bir araştırmada edindiğim bilgiler şöyle:

Çoktan bitmesi gereken Tahta Köprü Barajı’nın  müteahhidi , 22 milyon TL alacağı nedeniyle işi bırakmış. Ve baraj yarım duruyor. Bu nedenle de kapaklarının  açılması mecburiyetinden Amik Ovası sular altında kalıyor. Asi’ye giden drenaj kanalları yeterli değil. Bir an önce gövdesinin yükseltilmesi gerekiyor ama kimse ilgilenmiyor.

Yıllardır bitmesi yılan hikayesine dönen  Reyhanlı Barajı’nın ne zaman biteceğini ise kimse bilmiyor. 

2011 yılında bitmesi gereken Karaçay Barajı  da maalesef yarım vaziyette duruyor. Deposu bile olmazken,  gövdesi su kaçırıyor ve dakikada 250 litre su boşa akıyor.

Diğer baraj Dostluk Barajı ise,  sadece temeli atılmış vaziyette bekliyor. 

Bugün Hatay’da çiftçinin ürünü sular altıda, meralar sular altına… Yeni dönemde tedbir alınmazsa; hem yöre halkının ana geçim kaynağı tarıma bölgede  veda edeceğiz, hem de hayvancılığa!

Patates -soğanı  ithal eder duruma geldiğimiz bugün,  bir an önce hükümetin bu durumu çözmek için kolları sıvaması olmazsa olmazımız!

Her ne kadar bugün Hatay seçimleri ile ilgili  Lütfü Savaş’ın köylü  kadınlara, ‘oy yoksa yol da yok’ sözlerinin yer aldığı videosu Türkiye’nin gündemini kapsasa da,  Hataylıların  ve bölgenin gündemi ve ihtiyaçları çok farklı. Yarın devam edeceğim.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.