Doğan Satmış  yazdı: 2020 Biterken Kaybettiklerimiz

Doğan Satmış yazdı: 2020 Biterken Kaybettiklerimiz

Ngazete yazarı Sadullah Özcan'ın yeni yazısı...

2020’yi nihayet uğurluyoruz.

Eminim 2020’de pek çok insanın güzel hatıraları da vardır, çocuğu olmuştur, işe girmiştir, ev almıştır ama dünyanın geneli için 2020 çok iyi hatırlanmayacak.

Çünkü 2020’ye ‘Korona virüs’ damgasını vurdu. Dünya genelinde yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Salgının etkisiyle ortaya çıkan ekonomik kriz insanları sıkıntıya soktu. Türkiye gibi zaten ekonomik kriz içindeki ülkelerde salgın etkisi katlandı.

Salgın pek çok meslekten insanı öldürdü. Biz gazeteciler de, yılın son gününde duayen gazeteci Kenan Akın’ı toprağa verdik.

Kenan Akın’ı bundan 40 yıl önce, bir üniversite öğrencisi iken sınıfça Tercüman Gazetesi’ni ziyaret ederken tanımıştım. Tercüman Gazetesi o yıllarda, Topkapı’daki ünlü ‘T’ şeklindeki binadaydı ve sahibi de Kemal Ilıcak’tı. Biz de gazetecilik okulu öğrencileriydi.

30-40 kişilik bir grup, bir öğretmen eşliğinde gazeteyi ziyaret ettik, Kemal Ilıcak bizi patron odasında ağırladı, çay ikram etti. O sırada odada 30’lu yaşlarının ortalarında, bıyığıyla dikkat çeken biri vardı. Kemal Ilıcak şöyle tanıttı:

“Kenan Akın, genç bir arkadaşımız. Kendisi Arapça biliyor ve Ortadoğu konusunda uzmanlaştı. Gazetemizin gelecek vaat eden bir muhabiri.”

Gerçekten de öyle oldu. Kenan Akın sonraki yıllarda Ortadoğu’da gitmedik ülke, tanışmadık lider, yazmadık konu bırakmadı.

Türkiye’nin sağ kesimindeki bütün gazetelerinde yöneticilik yaptı, bununla yetinmedi bir dönem ana akım medyanın öncüsü olan Sabah Gazetesi’nde de görev aldı. Aynı dönemde birlikte çalışmadık ama Basın Konseyi bizi bir araya getirdi.  O dönemin Başkanı Oktay Ekşi ile birlikte KKTC’yi ziyaret ettik, Rauf Denktaş ile tanıştık.

Kenan abi, yaşı itibariyle Atatürk’le tanışmamıştı ama ondan sonra gelen tüm cumhurbaşkanları ile birlikte olmuş, sohbet etmiş hatta bazıları ile arkadaş olmuştu. Muhafazakar gazetelerde çalışırdı ama viskisinden de ödün vermezdi, bunu herkes de bilirdi.

MEF Okulları’nın sahibi rahmetli İbrahim Arıkan ve duayen gazeteci Tufan Türenç’le birlikte her ay bir yemekte buluşur, sohbet ederdik. Tıpkı İbrahim Arıkan gibi, yaşamayı ve paylaşmayı seven, bundan zevk alan biriydi. Çevresindekilere her zaman sürpriz hediyelerle jestler yapardı.

Pek çok kitap yazmıştı, son kitabı ‘Sittin Sene’nin hazırlanmasında ve yayınlanmasında sevgili Murat Denizoğlu ile birlikte katkım olmuştu. Kitabın arka kapağında da hiç vazgeçmediği ‘Puro’lu bir fotoğrafını tercih etmişti.

Kitabın kapağına bakıyorum, Kenan abi kimlerle birlikte değil ki:

Bülent Ecevit var, Süleyman Demirel var, Turgut Özal var, Castro var. Kenan Evren var, Mesut Yılmaz var, Yaser Arafat var, İlhan Aliyev var, Recep Tayyip Erdoğan var, Suudi Kralı var, Ürdün Kralı var, Kaddafi var, Saddam var. Sadece politikacılar değil; iş dünyası da var; Sakıp Sabancı, Rahmi Koç ve Bill Gates.

Kemal Ilıcak 40 yıl önce biz gazeteci adaylarına “Bu meslek bir anahtardır, kapıyı açmanızı sağlar, içerde ne yapacağınız size kalmış” diyordu.

Mardin’den gelen bir genç olarak Kenan Akın bu kapıyı açıp, bunca önemli insanla bir araya gelmiş, mesleğini layıkıyla yapmış, yayın yönetmenliklerine birkaç kere gidip gelmiş, dergiler çıkarmış, meslek örgütlerini yönetmişti.

Ama her zaman ‘Alçakgönüllü’ bir meslek büyüğü olmayı sürdürmüştü.

Ve en önemlisi de “Güvenilir” bir insandı.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler