Atina'ya 'Mevlit' Okundu Sırada Erdoğan'dan Beklenen Ezan

Dün akşam saatlerinde iftar’a beş kala , tüm dünya Yunan Dışişleri Bakanı ve Türk Dışişleri Bakanı arasındaki gerilime şahitlik etti.

Ev sahibi Mevlüt Çavuşoğlu , mevkidaşı ile uzun süredir yaşanan sorunları kapalı kapılar ardında konuşmuş ve masadaki gerilimi bir başka sefere biraz daha çözebilme ümidi ile kameraların karşısına geçmişti.

Ancak olan bitenden anlaşılan; uzun zamandır uluslararası anlaşmaları hiçe sayıp silahsızlanmaması gereken adaları silahlandıran, Ege’yi ‘Yunan Gölü’ sanan ve ardına da Hristiyan kardeşliğine güvenip Rusya desteği yanında ABD’yi de alan Dendias,  bir anda misafirlikte bile olduğunu unutup kafa tutma ile rest çekme arasında ifadeleri ile şok etkisi yarattı. TV karşısında Dendias’ın sözlerini büyük bir öfke ile zar zor izlerken , belki de ilk kez bir Türk Dışişleri Bakanı Dendias’ın restini görüp bize göre haddini bildirdi. Doğrusu da buydu! Hem de uzun zamandır Türk kamuoyunun vicdanlarını rahatsız eden adalardan başlayarak….Anladık ki, bundan sonra  diplomasinin yetmediği yerde gereken yapılacak.

Tabii tüm bunlar bizim onurumuzu okşarken, iki ülke arasında suların ısınması da savaşın ayak sesleri olacağından, istenen bir durum da değil. Savaşı kim ister ki?…Ama sınırları kanla çizilmiş bir ülkenin çocukları için, o sınırları korumak için canları feda etmek de bir o kadar kutsal…

Yani; yani yeni dönem farklı olacak.

Hem Ege, hem Akdeniz, hem Karadeniz’de savaş tam tamları çalarken, emperyalizmin yeni dünya düzeni senaryolarının hangisinin gerçekleşeceği henüz belli değil.

Konumuzun ana teması ülke Yunanistan ile uzun zamandır sürekli kavga ettirildiğimizden midir bilinmez ama o kadar yakın olduğumuz ülkeye hep çok uzak olduk. Ve hep savaş halini koruduk. Acılar çektik…Zaman zaman barış tütsüleri yaksak da bugün bir kez daha gördük ki, önce ekonomik olarak çökertilen sonra da adeta esir alınan ve yarın emperyalizmin senaryoları ile kendisinden de en az 4 cumhuriyet kurulması planlanan ülkenin dışişleri bakanı bize kafa tutuyor.

Evet , insanın ilk aklına bunlar geliyor. Ama bir taraftan da, ‘ bu restleşme sessizlikten iyidir’ diye düşünmeden edemiyor insan. Zira bağırmak ve yüksek sesle konuşmak, her zaman olası bir sıcak savaşın önüne geçer. Tam da Karadeniz’den Amerikan gemileri vaz geçip ABD Başkanı Biden yaptırımlar ile olası sıcak savaştan vazgeçmişken dileğimiz o ki; Akdeniz’deki olası savaş senaryoları da rafa kalksın….

Zira çok alternatifli yeni dünyada, kendilerine göre yeni dünya düzeni kurmak isteyenlere sürprizler de çıkabilir.

Zira bakanımızın adı peygamberimizin doğumundan esinlenerek,  doğum yeri ve vaktini ifade ediyor. Tam da bunu yazmışken yarın aynı zamanda imam hatip olan Cumhurbaşkanımızın da ezan okuması kimseyi şaşırtmasın! Herkesin planı var, bizim  neden olmasın? Buyurun felaha!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar