Doğan Satmış

Doğan Satmış

AB’nin turist yasağının nedeni, Türkiye verilerine güvenmemesi

Guardian Gazetesi’nde bir haber var.  Haber, Avrupa Birliği’nin 1 Temmuz itibariyle hangi ülkelere turist göndereceği, hangi ülkelerden ziyaretçi alacağına ilişkin. Başlığı şöyle:

“ABD'li turistlerin Avrupa Birliği’ne girmesi yasaklandı. Ayrıca kara listede Rusya, Brezilya ve Hindistan da var.”
İyi dedim, o zaman listede Türkiye yok. Ama haberin içinde Türkiye adı hiç geçmiyor. İzin verilen ülkeler var, bir de kesin olarak verilmeyenler var ama Türkiye yazılmamış. Bu demektir ki Türkiye de liste dışı kalmış.

Haberin ayrıntılarına gelince, şöyle deniliyor:

“Avrupa turizm sezonunu kurtarmak amacıyla, 1 Temmuz'dan itibaren AB'ye girmesine izin verilen 15 ülkenin listesi 27 üye ülkenin temsilcileri tarafından kabul edildi. AB'nin bloğa girmeyi kabul ettiği diğer ülkeler Cezayir, Avustralya, Kanada, Gürcistan, Japonya, Karadağ, Fas, Yeni Zelanda, Ruanda, Sırbistan, Güney Kore, Tayland, Tunus ve Uruguay. Çin ise, ülke dışına çıkan bilgilerin doğruluğunu teyit ederse izin verilecek.”

Ruanda’nın olduğu listede Türkiye’ye neden izin verilmemiş ki diye araştırıyorum. Bu arada Almanya’da yaşayan turizmci Hüseyin Baraner’in, Facebook’taki mesajı dikkatimi çekiyor. Hüseyin Baraner diyor ki:

“Kimse gereksiz fazla laf yaymasın. Henüz ne Brüksel'de ne de Berlin'de alınmış bir karar yok. Türkiye'ye karşı ciddi bir algı operasyonu var. 

Şu an Türkiye tarafında ilgili ve görevli herkes canla başla uğraşıyor. 

Ben de en azından uğraşmaya devam ediyorum.

Bakalım ne olacak? Çok az kaldı göreceğiz!”

Umarım Hüseyin Baraner haklı çıkar ve Türkiye ile kapılar açılır. 

Çünkü Taksim’de dün dolaşan bir arkadaşımın anlattıkları yüreğimi sızlattı:

“Tarlabaşı’nda küçük otellerin bulunduğu sokağa girdim, hepsi bomboş. Kimse açmıyor. Kocaman bir oteli olan adam da kaldırıma oturmuş, başını iki elinin arasında almış ‘Ne yapacağız?’ diye kara kara düşünüyordu.”

Peki Türkiye niye bu halde diye sorarsanız, onun cevabı da ilk haberde vardı aslında. Şöyle deniyordu:

“Onaylanan ülkeler, verilerinin güvenilirliği, enfeksiyon oranları ve karşılıklılık esas alınarak seçildiler. Anahtar eşik 100.000 kişi başına yaklaşık 16 olan AB ortalama bulaşma oranıdır. Yalnızca daha iyi oranları dahil edilen ülkelere izin verildi.”

Türkiye’deki bulaşma oranını bilmiyorum, internette Sağlık Bakanı Mayıs ortasında bunun 1.56 olduğunu açıklamış.

Ancak şu anda kaç acaba?

Ama bundan da önemlisi, “Verilerin güvenliği” sözlerinde gizli.

Tıpkı ABD’deki John Hopkins Üniversitesi gibi anlaşılan Avrupa Birliği de Türkiye verilerine güvenmiyor.

Tabii ki korona virüs sayıları, ‘enflasyon oranını’, ‘işsizliği’ düşük göstermeye benzemiyor.

Neyse ki Avrupa Birliği yasak kararını iki haftada bir yenileyecekmiş. 

Yapılacak şey, iki hafta içinde Türkiye verilerinin gerçek olduğuna Avrupa’yı inandırmak. Belki o zaman 15 Temmuz itibariyle izin çıkar.

Ve bence Avrupa Birliği’nden turist gelmesi için biri Avrupa’ya gidecekse, bu Sağlık Bakanı olmalı. Türkiye’de popülaritesi yüksek olan Fahrettin Koca belki orada da sempati toplar.

Yoksa bu yaz Avrupa’dan ‘Sıfır’ turistle geçecek. 

Bir de şu var, Fransa kendi vatandaşlarına ‘Bin Euroluk tatil çeki’ dağıttı ama Parayı Fransa’da harcamak şartıyla.

Yani izin verseler de ‘kimse gelmesin’ diye uğraşıyorlar.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar