Sadullah Özcan

Sadullah Özcan

ABD’nin Tehditleri ve Türkiye’nin Dikkati

Son hafta içinde dünyada garip şeyler yaşanıyor. Japonya’da G20 zirvesinde verilen barışçı ve dostane görüntüler dünya da yeni umut havası oluşturur diye düşünülmeye başlanmıştı.

Ama zihinler bu düşünceye daha yönünü dönmeye bile fırsat bulamadan garip olaylar yaşanmaya başlandı.

G20 zirvesinde verilen barışçı ve dostane görüntüler aslında tarafların bir birlerini ısırmak için hamle hazırlığından başka bir şey olmadığı görülüyor.

G20 zirvesinin bitiminden hemen sonra ABD Başkanı’nın uçağının kaybolması, uçağının düştüğü, Trump’ın öldüğü dedikoduları, ABD Başkan Yardımcısı Nike Pence’in programlarını keserek dönüşü, AB’de olağanüstü toplantılar, Rus Denizaltısında 14 Askerin ölümü, Çin’de Huwai üretim üstünde kimyasal bölümündeki sabotajlar, Kıbrıs’ta Türk tarafına düşen füzeler, sosyal medyada meydana gelen kısıtlamalar, İsrail’de meydana gelen ayaklanmalar.

İran’a yönelik İsrail ve ABD’nin ardı ardına gelen açıklamaları. İran’ın nükleer anlaşmanın dışında uranyum zenginleştirmesine yönelik açıklamaları. Önceki gece Kerkük-Yumurtalık Petrol boru hattında meydana gelen sıkıntılar.

Tüm bunlar G20 zirvesi öncesi ve sonrası bir haftayı bulmayan gelişmeler.

Olayların tamamının problem kaynağı ABD’yi işaret ediyor.

Türkiye bu olaylar içinde haddinden fazla dikkatli olmak zorunda ve haddinden fazla da  hızlı ve cesur davranmak zorundadır. ABD’nin Rusya ve Çin’e ne yaptığı çok önemli.

Ama bizi nelere zorladığı daha da önemlidir. Vereceğimiz her taviz, göstereceğimiz her aciz görüntü 100 yıllarımıza mal olacak, geri dönüşü olmayan hataları beraber getirecektir.

Son günlerde ABD ablukaya aldığı Türkiye’ye farklı argümanlarla saldırmaya devam ediyor. Akdeniz havzası, Suriye-Irak hattı operasyonları ve petrol ambargosu bu argümanlarından en önemlileridir.

Bakmayın Trump’ın sözlerine ABD derin devleti fütursuzca Türkiye’ye karşı yok edici hamlelerine ve tehditlerine devam etmektedir. Türkiye’nin çok acil olarak ABD’ye bize verdiği zararın en az o kadarını vereceğini hemen göstermelidir.  

ABD bizim coğrafyada tehditlerini ortaya koyuyorsa bizimde ABD’nin coğrafyasında karşı tedbirler alındığını göstermenin zamanı geldi.

Aksi taktirde ABD Kıbrıs’ta bölgemize attığı füzelerle savurduğu açık tehdidini yarın sondaj gemilerimizi vurmaya, onları koruyan uçaklarımızı düşürmeye kadar yeltenecektir.
 
Türkiye, ABD’den THY’ye alacağı 100 uçak siparişi,orduya alacağı 118 F-35 savaş uçağı ile kurtulamaz.

ABD zaten tüm baskıları bugüne kadar olduğu gibi daha yıllarca bağımlı hale getirmek için yapmaktadır. F-35’ler konusunda yaptıkları blöfleri görerek sonucu ne olursa olsun iptal etmelidir.

Aynı şey THY içinde geçerlidir. Öyle görülüyor ki dünyanın en büyük havacılık firması olmasına rağmen THY başarılı bir otobüs firmasından öteye gidememektedir.

Ne kadar başarılı olursa olsun otobüs firmalarının ömrü her 3 yılda yenilemek zorunda oldukları otobüsler için taksit ödemesi ile geçer. THY’nin de durumu bundan farklı değildir.

ABD’nin tehditlerle THY’ye kakalayacağı 100 adet uçağında durumu bu olacak. ABD bir taraftan F-35 ile diğer taraftan ise THY ile Türkiye’yi en az 50 yıllığına 100 milyarları bulacak ödemelere mahkûm etmek istemektedir.

Oysa buralara aktaracağımız ödemelerin %10’unu yatırıma ayırsak bu alandaki gelişmelerimiz hemen katlanacaktır.

ABD son dönemdeki zorlamalar ve bağladığı haraçlarla bu yılın ilk çeyreğinde ekonomisini %3 büyütmüştür. Buna rağmen ABD’nin tavırlarının psikolojik analizinden ortaya çıkmaktadır ki zor durumdadır.

Zor durumda olanlar zayıflıklarını örtmek için hırçınlaşır. O nedenle ABD’nin hırçınlıklarına bakarak yelkenleri indirerek zaaflık göstermememiz gerekmektedir.

Özellikle bugünlerde Akdeniz’de sondaj gemilerimize karşı girişeceği açık veya dolaylı tehditlere aynı derecede cevap vermek zorundayız.

ABD’nin bizimle birlikte Rusya, Çin, İran ve AB’ye karşı saldırgan tutumunu da fırsat bilerek vereceğimiz zararların daha büyük boyutta olacağını hissettirmek zorundayız.

Dünyanın bir birine girdiği ve garip gelişmelerin yaşandığı bugünlerde hem dikkatli, hem cesur, hem de bölgemizde şahin duruma geçmek zorundayız.

Yazıyı bitirdiğim dakikalarda gelen bilgiyi de aktarayım. ABD’nin sürpriz şekilde daha önce terörist ilan ettiği Cemil Bayık’ı açıktan muhatap alıp Washington Post'ta yazı yazdırmasının sırrı da ortaya çıktı.

ABD PKK’ya verdiği füzelerle Türkiye’ye saldırı peşinde olduğu Akdeniz’deki sondaj gemilerini vurdurmayı planladığı ifade ediliyor.  

Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar