IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği katliama ilişkin davada yargılanan sanıklar hakkında verilen cezayı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi Başkanlığı onadı. Katliam mağdurlarının avukatları mahkemenin kararını Yargıtay’a taşıdı. Avukatlar, Bölge Mahkemesi’nin tüm istinaf taleplerini reddettiğini vurgulayarak, mahkemenin verdiği kararı “11 yerinde aynı ifade geçen, mağdur ve sanık isimleri hariç 7 sayfalık bir karar” diye eleştirdi.

IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği katliama ilişkin Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 36 sanıklı davada, firariler dışında 19 sanık hakkında karar verilmişti. 19 sanıktan 9'una “anayasal düzeni ihlal” suçundan birer, “kasten öldürme” suçundan 100'er kez olmak üzere 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almıştı. Ayrıca bu sanıklara 20'si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan da ayrı ayrı 10 biner yılın üzerinde hapis cezası verilmişti. 9 sanık ise örgüt üyeliğinden değişik yıllarda hapis cezasına çarptırmıştı.

Ölenlerin aileleri ve yaralıların avukatları mahkemenin kararını istinafa taşımıştı. Firarı sanıklar ve insanlığa karşı suç işlemekle suçlanan Erman Ekici hakkındaki yargılama ise sürüyordu.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi Başkanlığı, yerel mahkemenin verdiği kararı onadı. Mağdur avukatları Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını da eleştirerek, dosyayı Yargıtay’a taşıyacaklarını duyurdu. Avukatlar yaptığı ortak yazılı açıklamada, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını şöyle eleştirdi:

“11 yerinde aynı ifade geçen, mağdur ve sanık isimleri hariç 7 sayfalık bir karar. Hiçbir hukuki tartışmaya girmemiş, kopyala yapıştır yöntemi ile hazırlanmış, ciddiyetten uzak, hukuki gerekçelendirmeden yoksun, kamusal sorumluluk ve insanlığa karşı suça ilişkin tek bir cümle kurmayan bir metindir söz konusu olan. Kararın yazımı sürecinde pek fazla zaman harcanmadığı kararın içeriğinden ve yukarıdaki kopyala yapıştır, hiçbir şey demeyen, soyut gerekçeden anlaşılmaktadır. Bu noktada dilekçemizin okunduğundan, taleplerimizin hukuken değerlendirildiğinden dahi şüphe duymaktayız. Türkiye’nin en büyük katliamının yargılandığı bir davaya gösterilen hukuki özensizliği ve ciddiyetsizliği şaşkınlıkla izlemekteyiz.”